Krakow Gezisi
🧭 Günün Akışı
O sabah diğerlerinden çok farklıydı. Havanın griliği, havadaki serinlik ve otobüste hakim olan sessizlik… Hepsi yaklaşmakta olan o ağır deneyimi adeta önceden hissettiriyordu. İlk durağımız, tarihin en karanlık sayfalarından birine ev sahipliği yapan Auschwitz Toplama Kampı’ydı.

Kampın girişinde, demirden yazılmış o meşhur ve iç burkan cümle karşıladı bizi: “Arbeit Macht Frei” – “Çalışmak özgürleştirir.” Göz göze gelince insanın içine işleyen türden. Rehberimiz bizi içeriye davet ettiğinde, adımlarımız daha da yavaşladı. Sanki zaman durdu orada. Adeta geçmişin acılarına tanık olmak üzere birkaç yüzyıl geriye gitmiş gibiydik.
İçeride dolaşırken duvarlara sinmiş feryatları, zemine işlemiş acıları hissettik. Cam vitrinlerin ardındaki bavullar, gözlükler, hatta küçük çocuk ayakkabıları… Her biri bir insan, bir yaşam, yarım kalmış bir hikâyeydi. En çok da saçların sergilendiği o bölüm… Hiçbir kelime yetmez oradaki hisse.

Bir arkadaşımın gözyaşlarını silerken, kendi kalp atışlarımı duyabiliyordum. Hepimiz sustuk. Çünkü bazı yerlerde kelimeler yetmez. Sessizlik anlatır her şeyi.
Kamptan ayrılırken bir ağırlık çökmüştü üzerimize. Sadece bedenlerimiz değil, ruhlarımız da yorgundu. Bu yorgunlukla Krakow’a doğru yola çıktık. Yol boyunca kimse konuşmadı, gözler camdan dışarı dalmıştı. Herkes, biraz önce tanık olduklarını sindirmeye çalışıyordu.
Wawel Kalesi ve Krakow’un Masalsı Sokakları
Krakow’a vardığımızda gökyüzü çoktan koyulaşmaya başlamıştı. Hava soğuk, sokaklar ıslaktı ama şehirde bir başka güzellik vardı. Tarihi dokular, kaldırım taşları, vitrinlerden yansıyan ışıklar… Her şey büyüleyiciydi.
Hep birlikte yürüyerek Wawel Kalesi’ne doğru çıktık. Yol boyunca espriler yapıldı, güldük ama bakışlarımız hâlâ biraz hüzünlüydü. Kale tüm ihtişamıyla karşımızda belirdiğinde bir kez daha büyülendik. Sis ve gece, kaleye gotik bir atmosfer katmıştı. Adeta başka bir dünyadaydık.

Kalede bol bol fotoğraf çektik. En unutulmazı, Serdar Hoca’yla çektiğimiz o kareydi. O anı ölümsüzleştirmek gibisi yoktu.
Nehir kenarına indiğimizde, suların huzur verici sesi hepimizi biraz rahatlattı. Dönüş yoluna geçtik. Gliwice’e vardığımızda hep birlikte sıcak bir akşam yemeği yedik. Yemek sırasında yaşadıklarımızı konuşmaya başladık. Ağır ama unutulmaz bir gün yaşamıştık.
“Bazı geziler sadece bir yer görmek için yapılmaz. Bazı geziler, insanın içindeki derinlikleri keşfetmesi içindir.”
📍 Krakow’da geçirdiğimiz her an, bu haritada bir iz bıraktı.